Anneanneme Mektup
- Alara Işın Kaya
- 6 Eyl 2023
- 3 dakikada okunur
Tavsiye Edilen Müzik: Somewhere Over The Rainbow, Israel Kamakawiwo
Ben gelenek göreneklerden hiç anlamam. Sevgiden iyi anlarım ama. Sevgiyi konuşamadığım için sevgisini konuşamayanların dilinden de anlarım. Seni seviyorum diyemeyen, ama sevdiğin yemekleri ağzına tıkıştıranları bilirim. Hayattan yorulduğunu söyleyen, yine de sevdiği insanları görünce çocuk gibi gülen kişilerin içini görebilirim. Umutsuzluğu kolay sahiplenenlerdir, umudu olanlar.
Bir mektubun sahibi kimdir diye sorar Asaf: Yazan mıdır, yazılan mıdır? Mektubun içindekine göredir der. Dinle beni anneanne…
Dün ağlayamadım diye kızma bana, ya da dua edemedim diye, ya da o pilavları yutamıyorum diye. Yutamıyorum anneanne. Geri gel tıkıştır ağzıma, diz boğazıma. Bazı insanlar sevdiği için saklar. Bazı insanlar sevdiği için yer.
Ailenin dışına, sevginin içine düştüm. Benim kulağım kuvvetli değil, ama gözlerim öyledir. Duyamadım ama gördüm, sevgini söylediğini. Benim dilim kuvvetli değil, ama yazılarım öyledir. Seni seviyorum. Dün bana hep torunlarını çocuklarından çok severdi dediler senin için, bizi çok severdin ama çocuklarını da çok severdin. Duyduklarımı yazıyorum senden.
Sevgili çocuklarım ve torunlarım,
Ben şanslı doğamadım. Sevgi göremedim, ama yemin ederim ki sevgi doluydum. Kızdım bazen, sesim yükseldi, hepsi sevdiğimdendi. Ben sevginin dışına, ailenin içine düşmüştüm. Sevgiye ulaştırmak için yükselirdi sesim, bilemezdim ona nasıl ulaşırım. Torunlarımı hep çocuklarımdan daha çok sevdiğimi sanar evlatlarım.
Size bir gökkuşağının hikayesini anlatıyım. Ben renk körü doğdum, Renk körü halimle gökkuşağını aktarmaya çalıştım evlatlarıma. Renkleri bilmeyenler şekillerle konuşurmuş meğerse. Renkleri kendim göremedim ama şeritleri anlattım, salatalık nasıl şerit şerit kesilir, sarma nasıl açılır, baklava nasıl servis edilir… Çocuklarım da benim gibi gri şeritlerle büyüdü, ben bunu verebildim onlara.
Sonra siz geldiniz ürkek ceylanlarım, torunlarım, renk oldunuz hayatımıza.
Çocuklarıma sevgiyi öğrettiniz, benim gösteremediğim renkleri gösterdiniz onlara. Hepsi, ama hepsi, sevgi dolu anne ve babalar oldu. Nasıl ki siz anne babanıza öğrettiyseniz renkleri, onlar da bana öğretti. Tamdım ben, vallahi billahi tamdım. Gökyüzüme baktım, pasparlak renkler gördüm, masmavi gökleri süsleyen. Yaşadım, sevdim.
Hazineler vardır gökkuşağının sonlarında. Bir ucundaki hazine doğumdur, doğduğunda kazandığın ailedir. Diğer ucunda ölüm yoktur aklınızdaki gibi kuzularım. Silin göz yaşlarınızı.
Diğer ucunda yine aile vardır, ama bu sefer emek vererek kazandığın. Gökkuşağını rengiyle, şekliyle görüyorsunuz artık yavrularım. Diğer hazineyi kucaklamak için yola çıkın, şimdi yollar çamurlu duruyor kızanlarım biliyorum, öyle kalmaz ama. Çiçekler de açacak, güneş de tepemize doğacak. Güvenin tontonunuza. Gökkuşağının sizin bilmediğiniz boyutları var, yukarıdan yazıyorum.
Çıkın yola. Doğduğunuzda kazandığınız aileyi, emek vererek, severek, elinden tutarak, affederek, yanından ayrılmayarak tekrar kazanın. Böylelikle sevginin de ailenin de içine düşersiniz.
Gökkuşağının sonunda el ele tutuşup bana gülümseyin, anlarım ki siz de beni seviyorsunuz. Aç da kalmayın, gökkuşağımın camından el sallıyorum size.
Tonton Nineniz ve Huysuz Anneniz’den sevgilerle.
Belki de bu kadar kişisel bir şey paylaşılmamalıdır, ama kime ne ki bizim tontomuzdan. Kim bilir ki onu buralarda? Küçücük bir evde doğup, küçücük bir evde sonsuz uykusuna yattı. Ama onu küçücük sanmayın, o kocaman insanlar yetiştirdi. Beni yetişirdi, kuzenlerimi yetiştirdi, çocuklarını yetiştirdi.
Sen anneannem, bana canımın içinden, dışından, benim her şeyimden, ve başkalarının her şeyinden çok sevdiğim annemi verdin. Sen bana ailemi verdin, geleceğimi verdin. Geçmişim olmayacaksın, benim geleceğim senin de geleceğin olacak. Sen bana emanetsin, içimdesin, benimlesin ve ben bize, ailemize çok iyi bakacağım. Hepimiz öyle yapacağız. Sen anneannem, aile olmayı en çok gidişinle öğrettin bana.
Ve ben, söz ki tontonum, ben, senin ürkek ceylanın, ürkmeyeceğim artık. Aslanların, kaplanların üstüne koşacağım; dereleri dağları aşacağım ve duyuracağım ismini. Çayırlar gökdelenler olacak, kaplanlar insanlar, dağlar zorluklar, evin yüreğim olacak, elim kalbimde koşacağım ileriye canın yanmasın diye. Ara sıra arkamızdan su da atacaksın, yağmurlar yağdıracaksın üstümüze. Kızanlar el ele tutuşsun istersin, bilmez miyim ben. ‘’Düşmeyin, dikkatli gidin, birbirinize sahip çıkın aman.’’ Gülümsetiyorsun beni tontonum.
Hep kafamı kaldırıp bakacağım gökkuşaklarına, bana el sallıyor musun diye. Hoşçakal.


Yorumlar